Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de, emeğin ve dayanışmanın en anlamlı simgelerinden biri olan 1 Mayıs; işçi, memur ve tüm çalışanların verdikleri emek ve gösterdikleri çabanın takdir edildiği, toplumsal dayanışmanın pekiştirildiği özel bir gündür.
Ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınmasında, işçi ve işverenin karşılıklı özveri, diyalog ve iş birliği içerisinde ortaya koyduğu ortak irade büyük bir rol oynamaktadır. Üreten, geliştiren, hizmet sunan ve hayatımızı kolaylaştıran emekçi kardeşlerimizin alın teriyle “Büyük ve Güçlü Türkiye” idealine katkı sağlamasından onur duyuyor; kendilerine ve ailelerine sağlık, huzur ve başarı dolu bir ömür diliyorum.
1 Mayıs; sadece bir kutlama günü değil, aynı zamanda çalışma hayatındaki sorunların dile getirildiği, çözüm yollarının konuşulduğu, milyonlarca çalışanımızın birlik ve dayanışma içinde sesini duyurduğu önemli bir gündür. 2008 yılında “Emek ve Dayanışma Günü” olarak kabul edilen 1 Mayıs, 2009 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından resmi tatil ilan edilmiştir.
Emeği ve alın terini kutsal gören yüce dinimizde de Sevgili Peygamberimiz, “İşçinin ücretini, alın teri kurumadan veriniz.” buyurarak, emeğe verilen değeri en açık şekilde ortaya koymuştur. Bizler de millet olarak, insanı merkeze alan bir anlayışla, Şeyh Edebali’nin “İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın.” sözünü rehber edinerek, çalışanlarımızın yaşam standartlarının yükseltilmesi için azimle çalışıyoruz.
Bu doğrultuda, 1 Mayıs’ın bir bayram havası içerisinde, amacına uygun şekilde, toplumsal barışa katkı sunacak biçimde kutlanacağına olan inancımı ifade etmek istiyorum.
Bu vesileyle, kamu ve özel sektörde görev yapan tüm işçi ve emekçilerimizin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü en içten dileklerimle kutluyor; kendilerine ve ailelerine sağlıklı, mutlu ve başarılı bir hayat temenni ediyorum.
