9977,94%1,13
35,41% 0,16
36,39% -0,36
3091,27% -0,06
4952,22% 0,14
Diyarbakır'da hekimler ve sağlık çalışanları düzenlediği yürüyüş ve basın açıklamasıyla siyonist işgal rejimi tarafından tutuklanan Kemal Adwan Hastanesi başhekimi Dr. Hussam Abu Safiya için özgürlük çağrısı yaptı.
İşgal güçlerinin, Gazze'deki Kemal Advan Hastanesi'ni basarak ateşe vermesini ve son ana kadar direnen hastane müdürü Dr. Hussâm Abu Safiya'yı esir almasını protesto eden Diyarbakır'daki sağlık çalışanları, siyonist israilin bu insanlık dışı uygulamalarına karşı Dünya Tabipleri Birliği'ni, Dünya Sağlık Örgütü'nü ve uluslararası kamuoyunu göreve çağırdı.
Soykırımın başladığı tarihten bu yana Türkiye'nin birçok ilinde Gazze için yürüyüşler düzenleyen hekimler ve sağlık çalışanları, bugünde Diyarbakır'da "Dr. Hussâm Abu Safiya ve Gazze için yürüyoruz" sloganıyla yürüyüş düzenledi.
Merkez Sur ilçesi tarihi dört ayaklı minare yerleşkesinde bir araya gelen sağlık çalışanları, ellerindeki döviz ve bayraklarla basın açıklamasının yapılacağı Hazreti Süleyman Camii'ne doğru yürüyüşe geçti.
Yapılan basın açıklamasını Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi İç hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Hastane Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Eşref Araç okudu.
"Dr. Hussam Abu Safiye'nin akıbeti büyük tehlike altındadır"
Dr. Hussâm Abu Safiya'nın zorla gözaltına almasının her şeyden evvel uluslararası hukukun açık bir ihlali olduğunu ifade eden Araç; "Bizler Diyarbakır'daki sağlık çalışanları olarak, geçtiğimiz günlerde Gazzeli bir meslektaşımız olan Dr. Hussam Abu Safiye'nin israil tarafından zorla gözaltına alınmasını kınamak üzere bir araya toplandık. Gazze'de 15 ayı aşkın süredir tüm dünyanın gözleri önünde büyük bir soykırım girişiminde bulunan israilin Kemal Advan hastanesi müdürü Dr. Hussam'ı zorla gözaltına alması her şeyden evvel uluslararası hukukun açık bir ihlalidir. Sağlık tesisleri ve çalışanları, uluslararası hukukun temel ilkelerine göre savaşın tarafı değildir ve bu nedenle her koşulda korunmalıdır. Sağlık çalışanlarına yönelik saldırı ve gözaltılar, savaş suçu kapsamındadır." dedi.
"İşgalcilerin açıklamaları gösteriyor ki; zorla kaybetme suçuyla karşı karşıya kalan binlerce Gazzeli tutuklu gibi Dr. Hussam Abu Safiye'nin akıbetinin de hali hazırda büyük bir tehlike altındadır" diyen Araç, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:
"İşgal ordusu, 27 Aralık'ta Kemal Advan Hastanesi'ni kuşatma altına alarak sağlık personelini ve yaralıları zorla dışarı çıkarmış, baskın düzenlediği hastanenin bazı bölümlerini ateşe vermişti. Aynı gün yayımlanan görüntülerde, Gazze'de israil işgaline karşı direnişin sembolü haline gelen Filistinli doktor Hussam Abu Safiye'nin, israil ordusunun tanklarına karşı üzerinde beyaz önlüğüyle tek başına yürüdüğü anlar sosyal medyada milyonlarca kez paylaşılmış ve tüm dünyanın gündemine taşınmıştı. O andan sonra Dr. Hussam ile ilgili resmi kanallardan hiçbir bilgiye ulaşılamadı. İşgal güçleri, elinde bu isimde bir tutuklu bulunmadığını ve akıbetine ilişkin bilgisinin olmadığını öne sürdü. Abu Safiyye'nin 27 Aralık'ta alıkonulduğuna dair net deliller olmasına rağmen işgal güçleri, eskiden yaptığı benzer açıklamaları tekrar ediyor hem yayımlanan fotoğraf ve görüntüler hem salıverilen bazı Filistinlilerin ifadelerini içeren bu delilleri inkâr ediyor."
"Dr. Hussam Abu Safiye ve gözaltındaki diğer tüm sağlık çalışanları derhal serbest bırakılmalı"
Araç, "Hepimiz bilmeliyiz ki Dr. Hussam Abu Safiye, bu süreçte kahraman olmuştur. Kemal Advan Hastanesinde tüm imkânsızlıklara rağmen yaptıkları, ortaya koyduğu emek ve kararlı duruşu bir kez daha işgalin kirli yüzünün tüm dünyaya açık biçimde sergilenmesini sağlamıştır. Onun işgalciler tarafından tutuklandığını tüm dünya bilmektedir. Biz de tüm dünyanın vicdanlı sesleri gibi Diyarbakır'dan haykırıyor ve Dr. Hussam'ın derhal serbest bırakılması çağrısında bulunuyoruz. Tüm dünyayı ve insanlığı, israilin bu insanlık dışı uygulamalarına karşı sessiz kalmamaya ve uluslararası savunmaya çağırıyoruz. Bu vesileyle şu talepleri sizlerle de paylaşmak istiyoruz: Dr. Hussam Abu Safiye ve gözaltındaki diğer tüm sağlık çalışanları derhal serbest bırakılmalıdır. Uluslararası toplum, israili bu savaş suçlarından dolayı sorumlu tutmalı ve gerekli yaptırımları gecikmeden uygulamalıdır." İfadelerini kullandı.
İşgal güçlerinin, Gazze'deki Kemal Advan Hastanesi'ni basarak ateşe vermesini ve son ana kadar direnen hastane müdürü Dr. Hussâm Abu Safiya'yı esir almasını lanetlediklerini sözlerine ekleyen Araç, hiçbir milliyet, din veya etnik köken gözetmeden hastaların iyilik halinin ve insan yaşamının korunmasının hekimler için öncelikli olduğunu ifade etti. Araç, meslektaşlarının derhal serbest bırakılması için Dünya Tabipleri Birliği'ni, Dünya Sağlık Örgütü'nü ve uluslararası kamuoyunu göreve çağırdı.
"siyonsit rejim ve destekçileri dünya halklarının büyük kısmının da nefretini kazanmıştır "
Yarın başlanacağı belirtilen ateşkese de değinene Araç, "Dün varılan ve yarın başlayacak olan ateşkesten ötürü de onurlu Gazze halkının ve HAMAS'ın zaferini selamlamak istiyoruz. Bu anlaşma ile israilin zelil biçimde yenildiğini açıkça vurgulamak isteriz. Zira işgalci rejim Gazze'de 15 aydır sürdürdüğü bu vahşette, sivilleri katletmekten başka bir şey yapamamış, Batılı güçlerin sınırsız desteğine rağmen vaad ettiği hiçbir hedefine ulaşamamış ve izzetli Gazze halkının, HAMAS'ın direnişi karşısında geri adım atarak anlaşmak zorunda kalmıştır." şeklinde konuştu.
İşgal rejiminin her alanda kaybettiğini ve tarihe e büyük bir soykırımcı, vahşi bir işgalci olarak kaydedildiğini belirten Araç, "Bu durum israilin askeri ve siyasi çöküşünü de birlikte getirecektir. Çünkü siyonist rejimin yenilmezlik miti, Gazze'de yerle bir olmuştur. Ağır kayıplar veren işgal ordusu, moral bozukluğu ve askerlikten kaçınma gibi ciddi sorunlarla karşı karşıyadır. siyonist rejim, içeride ve dışarıda büyük bir prestij kaybı yaşamıştır. Batılı müttefiklerinin bile desteğini yitiren israil, uluslararası arenada yalnızlaşmıştır. Uluslararası Suç Mahkemesi'nde israilli yetkililerin yargılanması, adaletin tecelli etmesi yönünde önemli bir adım olmuştur. siyonist rejim ve destekçileri dünya halklarının büyük kısmının da nefretini kazanmıştır." diye belirtti.
"Ateşkesle Gazze gündemden düşmemeli aksine daha gür seda gündemde tutulmalıdır"
işgal rejiminin yaptığı vahşetin dünya genelinde büyük bir tepki oluşturduğuna, siyonist çetenin işgalci ve terörist bir yapı olduğu gerçeğinin artık tüm dünyada kabul gördüğüne dikkat çeken Araç, konuşmasını şu ifadeler ile sonlandırdı:
"Batılı ülkelerin insan hakları ve demokrasi söylemleri, israilin işgali karşısında çürümüştür. Batı'nın ikiyüzlü politikaları, dünya kamuoyunda büyük bir güvensizlik yaratmıştır. Gazze'deki vahşete dair gelişmeler, küresel düzeni derinden sarsmıştır. Beyaz adamın üstünlüğü miti yerle bir olmuş ve yeni bir dünya düzeninin inşası için umutlar yeşermiştir. israilin Gazze'de yaşadığı yenilgi, sadece bir askeri başarısızlık değil, aynı zamanda küresel adalet ve eşitlik mücadelesinde önemli bir dönüm noktasıdır. Bu süreçte, israilin işgal politikalarına karşı mücadele eden tüm halklara dayanışmamızı sunuyoruz. Önümüzdeki süreç için her yönden hazırlıklı olmalıyız. Öncelikle Gazze'nin yaralarını sarmak ve siyonist işgalcilerin bu katliamlarının bir daha tekrar etmemesi için hepimiz üzerimize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız. Ateşkes ile Gazze gündemden düşmemeli aksine daha gür seda ve birçok imkânla yeniden en yoğun biçimde gündemde tutulmalıdır." (İLKHA)