10050,23%0,89
35,36% 0,11
36,45% 0,30
3022,36% 0,05
4869,11% 0,27
Hırsızlık vakalarının önlenmesi için ahlak ve maneviyat eğitiminin yanı sıra, caydırıcı cezaların getirilmesi gerektiğini belirten Hukukçu Zeki Taşkıran, bu önlemler alınmadığı takdirde, hırsızlık vakalarının artmaya devam edeceği uyarısında bulundu.
Hukukçu Zeki Taşkıran, hırsızlık vakalarının artış nedenleri ve önlememesine yönelik yapılacak çalışmalar hakkında İLKHA muhabirine önemli açıklamada bulundu.
"Eskiden anne babalar çocuklarına zaman ayırır, manevi eğitimlerine değer verirlerdi"
Hukukçu Zeki Taşkıran, hırsızlık vakalarının artmasındaki en büyük sebeplerden birinin aile içi eğitim ve öğretim eksikliği olduğunu belirten Taşkıran, "Aile içinde çocuklar bilinçli bir şekilde maalesef günümüzde yetiştirilmiyor. Eskiden anne babalar çocuklarına zaman ayırır, manevi eğitimlerine değer verirlerdi. Değer yargılarıyla yetişen çocuklar vardı. Günümüz batılılaşmasının etkisiyle çocuklar maalesef ahlaklı bir eğitim ve öğretim alamıyor. Bu nedenle çocuklar eğitim alamadıkları için toplumda da bu eğitim verilmediği için, Milli Eğitim sistemimiz de maalesef bu eğitimi vermediği için çocuklarımız sıkıntılı bir şekilde yetiştirilmekte ve bundan dolayı hırsızlık vakaları artmaktadır." dedi.
"Hazır tüketmeye alışmış bir nesil yetişmekte ve bundan dolayı hırsızlık vakaları çoğalmış durumda"
Taşkıran, ekonomik koşulların da hırsızlık vakalarının artışında önemli bir etken olduğunu ifade ederek, "Türkiye'nin ekonomisi maalesef çok da iyi bir durumda değil. Hazır tüketmeye alışmış bir nesil yetişmekte ve bunlar da çalışmadan rahat bir hayat sürdürmenin hevesine girmiş durumda. Bundan dolayı hırsızlık vakaları çoğalmış durumda." diye konuştu.
"Maalesef hukuk sistemimizde cezalar hiç caydırıcı değil"
Hukuk sistemindeki cezaların caydırıcı olmadığını vurgulayan Taşkıran, "Maalesef hukuk sistemimizde cezalar hiç caydırıcı değil. Özellikle de hırsızlık ve dolandırıcılık davalarında cezalar çok cüzi düzeyde kalmakta ve caydırıcılığı asla olmamaktadır. Ceza miktarları düşük, infaz rejimi sıkıntılı. Cezaevi koşulları da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Avrupa Parlamentosu'nun sunduğu koşullara göre çok fazla iyileştirilmiş durumda." dedi.
"25-30 yaşında bir gencin 25-30 tane sabıkası olabiliyor"
Taşkıran, infaz rejiminin de sorunlu olduğunu belirterek, "Cezaevi koşullarında televizyonundan tutun, sosyal ortama kadar bütün imkanlar sağlanmış durumda. 25-30 yaşında bir gencin 25-30 tane sabıkası olabiliyor. Bu, cezanın hiçbir caydırıcılığı olmadığını açıkça gösteriyor." ifadelerini kullandı.
"Eğer caydırıcı ceza olmuş olsa bugün cezaevlerinde dörtte bir oranına kadar hükümlü, tutuklu sayısı düşecek"
Hukukçu Taşkıran, cezaların caydırıcı olmamasının sebeplerinden birinin de Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye dayattığı koşullar olduğunu belirtti.
Taşkıran, "Cezaların getirilmemesinin en büyük sebeplerinden birisi Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye dayattığı Avrupa Birliğine alınma süreciyle ilgili koşullar. Diğeri de siyasi nedenlerdir. Eğer caydırıcı ceza olmuş olsa bugün cezaevlerinde dörtte bir oranına kadar hükümlü, tutuklu sayısı düşecek." ifadesini kullandı.
"Cezaların getirilmemesinin en büyük sebeplerinden biri de siyasi mülahazalardır"
Taşkıran, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girme sürecinde dayatılan koşullar nedeniyle cezaların caydırıcı olamadığını vurgulayarak, "Cezaların getirilmemesinin en büyük sebeplerinden biri de siyasi mülahazalardır. Bu cezaların getirilmesi, siyasi nedenlerle engellenmektedir." diye ekledi.
"Malatya'da depremden sonra hırsızlık vakaları katbekat arttı"
Malatya'da deprem sonrası hırsızlık vakalarının arttığına dikkat çeken Taşkıran, "Malatya'da depremden dolayı insanların ekonomik durumunun kötüye gitmesi ve enkazlarla ilgili hırsızlık vakaları katbekat artmıştır. Yeni yapılacak anayasa çalışmalarında bu durum göz önüne alınmaz ve yeni mevzuat düzenlenmezse hırsızlık vakaları daha da artacaktır. Deprem sonrası insanların ekonomik durumu kötüye giderken, hırsızlık vakaları da artış göstermiştir. Bu durumu önlemek için caydırıcı yasal düzenlemelere ihtiyaç vardır" ifadelerini kullandı.
"Öncelikle ahlak ve maneviyat ile ilgili projeler geliştirilmesi gerekmektedir"
Taşkıran, hırsızlık vakalarının önlenmesi için ahlak ve maneviyat eğitiminin yanı sıra, caydırıcı cezaların getirilmesi gerektiğini belirtti.
Taşkıran, "Öncelikle ahlak ve maneviyat ile ilgili projeler geliştirilmesi gerekmektedir. Akabinde de cezalarla ilgili kesinlikle caydırıcı cezaların konulması gerekiyor. Bu sadece hapisle olacak bir şey değildir. Bakanlığın teknik ekiplerle, ne tür caydırıcı cezalar getirilebileceğini değerlendirip yeni düzenlemeler yapması elzemdir. Caydırıcı cezalar sadece hapisle sınırlı kalmamalıdır. Gün olarak cezaların fazla olmasının caydırıcılığı da sınırlıdır. Alternatif cezalar düşünülmeli ve İslami kurallar da göz önüne alınarak yeni düzenlemeler yapılmalıdır." diye konuştu.
"Bu sadece bir hukuki mesele değil, aynı zamanda toplumsal bir meseledir"
Hırsızlık vakalarının artışını önlemek için aile içi eğitim, ekonomik koşulların iyileştirilmesi ve hukuki düzenlemelerin caydırıcı hale getirilmesi gerektiğini vurgulayan Taşkıran, "Bu sadece bir hukuki mesele değil, aynı zamanda toplumsal bir meseledir. Aile içi eğitimle başlayan, ekonomik koşulların iyileştirilmesi ve caydırıcı hukuki düzenlemelerle desteklenmesi gereken bir süreçtir. Bu önlemler alınmadığı takdirde, hırsızlık vakaları artmaya devam edecek" uyarısında bulundu. (İLKHA)