Şanlıurfa İl Müftü Yardımcısı İbrahim Halil Aslan, Dünya Kudüs Haftası vesilesiyle İLKHA’ya açıklamalarda bulundu.
Aslan, Müslümanlar için öncelikli hedefin Kudüs'ün özgürleştirilmesi olduğunu dile getirdi.
Kudüs meselesinin sadece bir coğrafyanın veya belli bir ırkın meselesi olmadığını vurgulayan Aslan, Müslümanlar olarak ayrılığı, ırkı, mezhep ve meşrebi bir kenara bırakarak Kudüs doğrultusunda bir araya gelinmesi gerektiğini belirtti.
“Müslümanlar açısından Mescid-i Aksa'nın önemi büyüktür”
Aslan, “Malumunuz zor zamanlardan geçiyoruz ve Müslümanlar olarak liderimizin olmadığı bir dönem yaşıyoruz. İslam tarihini ve insanlık tarihini incelediğimiz zaman insanların hiçbir zaman başıboş olmadığını görürüz. Fakat bu dönemde Müslümanlar başıboş bırakılmış durumdadır. Allah Celle Celaluhu bizleri tekrar bir araya gelmeye, birlikte hareket etmeye, birlik düşüncesine sahip olmaya muvaffak kılsın. Mescid-i Aksa, bizim için Peygamber Efendimizin ilk yıllarında oraya yönelip namazlarını eda etmesi hasebiyle önemli bir mekandır ve Müslümanlar açısından da ilk kıbledir. Kur'an-ı Kerim'de de bu ifade edilmiştir. Yakın zamanda idrak edeceğimiz Miraç Gecesi hadisesinde Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bir gecede Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya gitmiştir. İsra suresinde de bu yer almaktadır. Buna hareketle Müslümanlar açısından Mescid-i Aksa'nın önemi büyüktür. Allah'ın mübarek kıldığı bir yer ve bir beldedir. Bu durum sadece İslam inancına sahip olanlar açısından değil, Yahudiler ve Hristiyanlar açısından da böyledir. İlk insanların bu coğrafyada olduğunu düşünürsek, bu beldenin ne kadar önemli olduğunu ve buraya sahip olanların tarih boyunca dünyaya hükmettiğini görürüz. Elbette Müslümanlar açısından da buranın önemi büyüktür. Müslümanlar, izzetlerini Kudüs'e hâkim olmakta görmüşlerdir. Tarih boyunca bizler, tekrar eğer ayağa kalkacaksak izzetli bir duruş sergileyebileceksek Kudüs’ün ve Mescid-i Aksa'nın hem mekânsal hem de idari anlamda tamamen İslam idarecilerine teslim edilmediği sürece orada zulüm devam edecektir. Şu anda da zulüm devam etmektedir.” dedi.
“Bizlerin Mescid-i Aksa'ya sahip çıkması gerekir”
Kudüs’ün aydınlığının ve İslam beldesi olarak devam edebilmesi için Müslümanların güçlü dayanışmasına ihtiyaç duyduğunu ifade eden Aslan, “Kur'an'da Mescid-i Aksa'ya verilen önem bizim için yeterlidir. Başka bir sebep aramaya gerek yoktur. Bizim anayasamız Kur'an-ı Kerim'dir ve anayasamızda geçen bir maddedir. Dolayısıyla Kur'an-ı Kerim'de geçen bir ayet bizim için değerlidir ve Allah'ın emridir. Bundan dolayı önem vermemiz gerekir. Bizlerin Mescid-i Aksa'ya sahip çıkması gerekir. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, ‘Oraya gidemiyorsanız dahi oranın aydınlatılmasını sağlayacak faaliyetlerde bulunun.’ buyurmuştur. Geçmişte olan hadiseler üzerinden yola çıkacak olursak orada kandiller yakılıyordu. O kandillere en azından yağ temin edin diye buyurmuştur. Netice olarak günümüzde oranın aydınlığının ve İslam beldesi olarak devam edebilmesi için bizlerin yardımına, desteğine ve güçlü dayanışmasına ihtiyacı vardır. Bizlerin de elimizden gelen gayreti göstermemiz gerekmektedir.” diye konuştu.
“Bizler ittifak ettiğimiz noktalarda beraber hareket etmeliyiz”
Aslan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Müslümanlar olarak öncelikli hedefimiz Kudüs'ün özgürleşmesidir. Bunu zaten bütün Müslümanlar kabul etmektedir. Bazı âlimlerin ‘altın kural’ olarak ifade ettiği bir kural vardır; bizler ittifak ettiğimiz noktalarda beraber hareket etmeliyiz, ihtilaflı olan meselelerde ise birbirimizi mazur görmeliyiz. Kudüs meselesi madem ki her Müslümanın meselesidir ve sadece bir coğrafyanın veya belli bir ırkın meselesi değildir, o halde bizler Müslümanlar olarak ayrılık ve gayrılığımızı, ırkımızı, dini mezhep ve meşrebimizi bir kenara bırakarak bu amaç doğrultusunda bir araya gelmeliyiz. Aksi takdirde bugünkü gibi farklı mecralar veya batının yapılandırdığı kuruluşlar, İslam âlemini nasıl bölüp parçalayacaklarına dair plan ve projeler geliştirmeye devam edeceklerdir. Bizler her şeyden önce birlik olursak bizi yenecek bir güç yoktur. Fakat birlik olamazsak, sayıca ne kadar fazla da olsak yeniliriz. İslam tarihinde hiç olmadığı kadar büyük bir servete ve orduya sahip Müslümanlar olarak, birlikte hareket edemediğimiz için bugün Gazze, Suriye ve Doğu Türkistan’daki Müslümanlar gibi zulüm altında kalırız.”
“Zulmetmeyin ve zulmü de kabul etmeyin”
Nerede zulüm olursa olsun Müslümanların karşı çıkması gerektiğini söyleyen Aslan, “İslam dini, sadece Müslümanlar için değil, tüm insanlık için bir rahmet dinidir. Peygamber Efendimizin dünyaya gönderiliş amacına baktığımızda, ‘Biz seni âlemlere rahmet olarak gönderdik.’ ayeti bunu açıkça ifade etmektedir. Sadece insanlara veya Müslümanlara değil, varlık âlemi içerisindeki bütün varlıklara rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetiyiz. Bizler insanlara yardım ederken insanlığın müşterek değerleri üzerinde yardım etmeli ve destek olmalıyız. Bugün Amerika'da zulüm gören bir gayrimüslim de olsa, bu aynı zamanda benim de bir problemim olmalıdır çünkü insani ve İslami vazife olarak bu bize verilen bir görevdir. Zulmetmeyin ve zulmü de kabul etmeyin. Nerede zulüm olursa olsun bizim karşı çıkmamız ve karşı durmamız, insani ve İslami bir vazifemizdir. İnsanların bize karşı olan durumu şu şekildedir: Ya insaniyette bizim kardeşimizdir ya da İslamiyette bizim kardeşimizdir. İnsanlık ailesi olarak hepimiz biriz. Din, ırk, renk fark etmeksizin biz biriz. Birlikte hareket edersek güzel bir dünya inşa edebiliriz. Ancak biz birlik ve beraberlik içinde olmazsak, şer odakları insanları bölüp parçalayarak istedikleri şekilde yönlendirecektir. Bu durum geçmişte de olmuştur, şimdi de olmaktadır ve ileride de devam edecektir.” şeklinde konuştu. (İLKHA)