10104,85%-0,08
35,67% 0,13
37,46% 0,70
3180,65% 0,82
5102,07% 1,42
"Ümmetin Emaneti Kudüs ve Gazze" panelinde konuşan Prof. Dr. Metin Yiğit, "Boykot bizim Filistinli kardeşlere ya da diğer Müslümanlara yardımı sağlamanın yanı sıra bize yardımı var. Boykot etmekle kendimizi koruruz. Bu ahir zaman fitnesi içerisinde erime
Dünya Kudüs Haftası kapsamında tertip edilen "Ümmetin Emaneti Kudüs ve Gazze" paneli düzenlendi.
İTTİHADUL ULEMA'nın Diyarbakır'daki binasında düzenlenen panele HÜDA PAR Diyarbakır İl Başkanı Zeynul Abidin Gülsever ile bazı STK temsilcileri, bölgenin alim ve kanaat önderleri ile çok sayıda davetli katıldı.
Dicle Üniversitesi Dr. Öğr. Görevlisi İlhan Baran'ın moderatörlüğünü yaptığı panelde ilk olarak İslami direniş hareketi HAMAS Sözcüsü Fevzi Berhum bir konuşma yaptı. Ardından Prof. Dr. Metin Yiğit, "Boykotun Şeri Boyutu ve Devamlılığı" başlıklı bir sunum yaptı.
Müslümanların bugünkü olaylara karşısındaki tutumunun, iktisadı meselelerdeki davranışlarının nasıl olması gerektiği hususunun binlerce kez dahi tekrarlanmasında bir beisin olmadığını vurgulayan Yiğit, boykotun ticari bir mesele; gayrimüslimlerle, muhariplerle ticari ilişkileri sınırlandırma olduğunu söyledi.
"Bir muharip olan İslam'la savaş halinde olan bir insanın ürünlerini satın almak ona dolaylı veya dolaysız bir katkıdır, yardımlaşmadır"
Yiğit, "Aslında Müslümanın gayrimüslimlerle muamele etmesi caizdir. Hazreti Peygamber Yahudiler dahil gayrimüslimlerle ticaret yapmıştır, hediye almıştır vermiştir, rehin almıştır vermiştir ama bir şartla; bu muameleler eğer Müslümanların aleyhine olmayacaksa bunu yapmıştır ve muharip olan, İslam'la ve Müslümanlarla savaş halinde olanların güçlenmesine sebep olmayacaksa caizdir. Bu caiz olmamanın da birçok delili vardır. Bir muharip olan İslam'la savaş halinde olan bir insanın ürünlerini satın almak ona dolaylı veya dolaysız bir katkıdır, yardımlaşmadır."
"Düşmanı ne caydırıyorsa o zaman onu yapmamız lazım"
"O halde onlara karşı toplayabildiğiniz kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın ki, bununla hem Allah'ın, hem de sizin düşmanınız olan bu insanları, hem de sizin bilmediğiniz, ama Allah'ın bildiği başka düşmanları yıldırıp caydırabilesiniz…" ayetine atıfta bulunan Yiğit, şöyle konuştu:
"Düşmana karşı kuvvet hazırlamanın illeti nedir. İllet, düşmanı korkutmak ve caydırmak. Fıkıhta, usulde meşhur bir kaide vardır. Bir hüküm illete bağlıdır. Bir illet varsa hüküm vardır. Şimdi düşmanı ne caydırıyorsa o zaman onu yapmamız lazım. Bugünkü dünyada bütün gayrimüslimlerin dini imanı paradır, ekonomik güçtür. Bu ekonomik çarka destek verirsek adam güçlenecektir. Vermezsek zayıflayacaktır ve korkacaktır. Kur'an'ın söylediği o caydırıcı netice ortaya çıkacaktır. O zaman demek ki yani herhangi bir şekilde bir ürünü almak eğer bu insanları cesaretlendiriyor ya da güçlendiriyorsa buna vesile olmamak lazım.
Diğer bir şey olarak fıkıhta 'Seddi Zerai' diye bir şey var. Bir şey caizse, helalsa ama harama sebep oluyorsa onun men etmek lazım. Bıçak satmak caizdir ama adam gidip cinayet işleyecekse bir bıçağı satmanız caiz değil. Şimdi bugün bu insanların, yani bunlar dünya çapında büyük kuruluşlardır. Yani bu Yahudi kuruluşları bunların ürünlerini almak yani bunların cinayet işlemesine yardımcı olmaktır. Dolayısıyla temelde meşru da olsa bu ticaret, neticeden dolayı caiz değil. Maslahat ilkesi var. Maslahat ne demektir? Menfaat. Müslüman ferdin ve toplumun menfaati."
Hazreti Peygamber'in, ekonomik açıdan düşmanların zayıflamasına büyük önem verdiğini hatta beddua ettiğini aktaran Yiğit, "Hazreti Peygamber, 'Ya Rabbi! Bu düşmanlarıma, müşriklere karşı bana Hazreti Yusuf'un kavminin yaşadığı 7 kıtlık yılı gibi bela ver, bana yardım et" diye dua etmiştir. Bedir Savaşı da nihayetinde müşrik orduyu finanse eden bir kervanın engellenmesi amacına matuftur. Dolayısıyla iktisat büyük bir silah, bunu bilmek lazım. Bir kimse gayrimüslimlere olan muhabbetinden Yahudilere olan sevgisinden dolayı onlara destek veriyorsa, iktisadi açıdan bu adam ulemanın beyanına göre dinden çıkar. Ama korktuğumdan dolayı destek veriyorsa, iyi adamsa ve menfaatinden dolayı veriyorsa kebair işliyor fasıktır." diye konuştu.
Yiğit, "Boykot bizim Filistinli kardeşlere ya da diğer Müslümanlara yardımı sağlamanın yanı sıra bize yardımı var. Boykot etmekle kendimizi koruruz. Bu ahir zaman fitnesi içerisinde erimekten kendimizi muhafaza ederiz. Şahsiyetimizi, kimliğimizi, tutumumuzu muhafaza ederiz. Boykot bizi muhafaza eder? İkincisi, Müslüman müesseseleri, ticari kuruluşları güçlendiren alternatiftir. Zayıf da olsa Müslüman kuruluşlar güçlenme fırsatı buluyor. Boykot iyi niyetle yapılırsa alimlerimiz diyorlar ki ibadettir. Ticaret mubah bir şeydir ama markete gidip boykot ürünü alınmazsa, özellikle bu meseleden dolayı kardeşlerimize yardımdan dolayı Allah düşmanlarına destek vermemek niyetiyle ürünler alırsak normal ticaretimiz, normal bir alışverişimiz ibadet haline gelir." değerlendirmesinde bulundu. (İLKHA)