İnsanoğlu var oluşundan günümüze kadar yaşamını sürdürmek için tüm benliği ve varlığı ile çalışmak durumunda.Yaşamının devam ettirdiği toplumun değerlerine, inançlarına , duygu, düşünce ve hatta tecrübe deneyimine göre değişim göstermektedir.
Amacımız, hedeflerimiz , hayallerimiz, önceliklerimiz önemli.En önemlisi de hal, hareket ve davranışlarımızdan ortaya çıkmaktadır.Doğduğumuz, çocukluğumuz, gençliğimiz , ortayaş ve yaşlılığımıza erdiğimiz zamanlarda bile hedeflerimizde amacına göre değişimler duruma göre azalır yada çoğalır.
Yaşamımızı nasıl inanarak yaşarsak ya da yaşadığımız gibi inanırız.Aslında bu bizim tercihimizdir.İstediğimiz gibi yaşamımızı sürdüremiyorsak yaşadığımız gibi inanmaya devam ederiz.Bu gidişatı kabul edip normalmiş gibi devam ederiz.
Buda bizim inançlarımızın kuvvetli olmasına bağlı ve karşımıza çıkan zorlukların derinlikleriyle alakalıdır.Her insanın dini inançları , ideolojileri, değer yargıları bunlar üzerine kurulmuş, geliştirilmiş tüm bilgi ve becerilerimiz kazandığımız tecrübe ile belirli olacaktır.
Yaşamımızı sürdürdüğümüz hayat nedir ? Bizler neden yaşıyoruz ? Bu sorular ile neyi, nasıl yaşarsan daha ideal olduğunu anlarsak yaşamımız anlam kazanır değil mi ?Ayrıca bu soruların ardından her birimiz konu hakkında araştırma gereği duymuyormuyuz?
İşte bu sebepten dolayı belirlemiş olduğumuz hedeflerimiz anlamlara ulaşmak için bir çok araca ihtiyaç duyarız.Amacımıza ulaşmak şartları gereğinden fazla zorlar gerçekleştirmek arzusu ile çabalarız.
Amacımız ,isteklerimiz başkasının veya toplumun yaşam alanlarına karışmaya başlandığında zıtlaşma ile karşı karşıya kalabiliriz.İşte tamda bu noktada uzlaşmak zorunda kalabiliriz.Fakat güç sende ise isteklerinizi hayata geçirebilirsiniz.
Yakın çevre ve toplumumuzda yada dünyada olup bitenden karşımıza çıkabilecek hadiselere ve olaylara anlayış çerçevesi içersinde bakabilmeli.O zaman olup bitenler için neler yapmayı düşünerek planlayabiliriz.