Mehmet Zafer
Tarih: 21.05.2020 01:00
Bir Garip Yaşadık İftarları
2020 yılı öyle ya da böyle uzun bir süre hafızalarımızdaki koruyacak. Deprem,Çığ,Terörle Mücadele, sınır Ötesi Operasyonlar, İhalarımızın ve sihalarımızın dünyayı hayretler içinde bırakan başarıları, muhalefetin canhıraş bir şekilde ülke düşmanlarının avukatlığına soyunup kendi ülkelerine amansız bir hasım gibi saldırmaları ve tam sükunete bindi her şey derken bütün dünyayı kasıp kavuran bir virüs boy gösterdi.
Biz gündemi takip etmekte zorluk çekerken, ülkeyi yönetenlerin sanki bir günü 24 saat değil de, 240 saat yaşıyorlarmış gibi amansız bir eforla çalışmaları, oldukça üstün gayretleri ve sonuçta elde edilen o müthiş başarı hepimizin göğsünü kabartırken , yine muhalefetin hedefinden ülkeyi almak mümkün olmadı. Bence dünyada tedavisi olmayan bir tek virüs var, o da bizdeki muhalefet. Muhalefet ne zaman bu hasta halinden kurtulur, işte o zaman bütün dünyaya diz çöktürürüz. Diz çöktürürüz derken de, öyle kimseye zulmedelim, mallarına el koyalım diye bir gayretimiz ve düşüncemiz tarihimizin hiçbir döneminde olmadığı gibi yine olmamış ve olmayacaktır da. Türk’ün tarihinde medeniyet vardır, baş kaldırmak, yakıp yıkmak hiçbir zaman tarihimizde olmamıştır. Bakmayın has bel kader bu ülkede doğmuş ,Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşıyıp ortalığı sürekli yakanlara, onlar asla Türk değil. Bizim tarihimizde huzur vermek, güven vermek,insanca yaşam sağlamak vardır. İşte bu yüzden İslam’ın son ordusuyuz ve işte bu yüzden Kainatın tek yaratıcısı Yüce Allah, Türk milletine bu şerefi vermiştir.
Misafir ağırlamak, evindeki en güzel yatağı misafire sermek , ve dünyada hiçbir millette olmayan bir odayı tamamen misafire ayırmak sadece bizde var. Misafir Odası Türk’ün haricinde hiçbir millet ve kavimde mevcut değildir. Olanlar da bizden görmüş ve devam ettirmişlerdir.
Konu nereden nereye geldi ; iftar diyorduk, garip iftarlar, boynu bükük iftarlar yaşadık. İşte o çok sevdiğimiz misafir ağırlamak kültürüne hasret kaldığımız bir ramazan ayı yaşadık. Sofralarımız yetim kaldı, bir çok evde iftar hazırlıkları sade bir akşam yemeği olarak hazırlandı ve bu durum hepimizi çok yaraladı. O kalabalık iftarlar, sofralara sığmayan huzur dolu coşkular, sofrada bir köşeden diğer köşeye uzanan eller, ekmeği uzatır mısın, tuzu ver, kaşık var mı, çatal versene…. Biz bunlara hasret kaldık, iftarlarımız garip olmasın da nasıl olsun. Bu arada bir günde 70 iftar yapamayanlar , oruçlu olmadığını unutup iftar sofrasında ezan okunmadan suya yumulanlar da üzüldüler elbette.
Neyse öyle ya da böyle bir ramazan ayı yaşadık ve başka bir garip bayramı hep birlikte idrak edeceğiz. Belki iftar sofraları kuramadık ama, kapı kapı dolaşarak her ihtiyaç sahibine iftar yemeği ulaştıran bir devletimizin varlığıyla gurur duyduk. Allah devletimize zeval vermesin. Ayrıca bu ramazan ayında dünyada eşi ve benzeri görülmemiş yardımlaşmalar yaşadı ülkemiz. Devlet her isteyene gıda desteği verdi, bazı STK lar buna destek verdi. Örneğin , Diriliş Hareketi Şehit Ve Gazi Aileleri Dayanışma Derneği çıkıyor ortaya, 3500 koli dağıtıyor. Bir başkası çıkıyor 300- 500 dağıtıyor. Bunlar ne güzel şeyler böyle.
Bayram coşkusu kursağımızda kalmasın diye alınan bütün tedbirlere hep birlikte uyalım lütfen. Bana bir şey olmaz diyerek ateşe körükle gitmenin sadece kendimizi ateşe daha fazla yaklaştırdığını bilelim. Belki bayramda büyüklerimizi ziyaretten mahrum kalacağız, belki akrabalarımızı ziyaret edemeyeceğiz , belki kimse kapımızı çalmayacak… ancak geçmişte ihmal ettiğimiz bazı şeylerin kıymetini bilmek adına da bunlara alışmamız gerektiğini unutmayalım.
Ramazan ayının bereketi ile Yüce Rabbim ibadetlerinizi dergahında kabul etsin diyerek başta Aziz Şehitlerimizi rahmet ve minnetle yad ederek bizlere bıraktıkları emanetlerinin, kahraman gazilerimizin ve bütün İslam Aleminin Mübarek Ramazan Bayramlarını tebrik ediyorum.
Bayramlar hayırlıdır, hayrından faydalanabilmek umuduyla.
Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —