Konuk Yazar

Tarih: 20.03.2024 15:50

Bu Sesi Duyun

Facebook Twitter Linked-in

 

Gezmeyi,gezdiğim yerlerdeki doğal dokuyu,mutfağı,alıșkanlıkları,șehre ya da kasabaya ait bilinen özellikleri öğrenmeyi sevdiğimden,sadece görmüș omaktan ziyade;ben de ne bıraktığı beni ilgilendirir.

 

Kimi șehirlerimizin kendilerince“muhteșem mutfak kültürü“bazılarının yüzyıllara ulaștığı söylenen ve görünen“ mimarisi“ kalır aklımda.Kimi ziyaret yerlerinde ise denizi,kumsalı,tarihi kalıntıları,içinde bulunduğumuz ruh hali,aldığımız eğitim,görgümüze göre aklımızda yer yapar,unutulmayacak șekilde bizde izler bırakır.Dünyada değișik coğrafyalarda 20 den fazla ülke, bir çok bașkent ve önemli șehirlerini görmüș biri olarak,hepsinin bende bıraktıği etki,heyecan bașka bașka.Ama ben gezip,gördükçe hep bașa döndüm.Yașım kırkı geçtikten sonra bu geri dönüș, doğduğum topraklara olan özlem artarak devam ediyor.Doğduğum topraklarda,“ben de kalan ne ?“ diye düșündüğümde,ilk bakıșta çok șeyin aklımda kalmadığını fark ettim.Taa ki memleketine așık,yöremize ait hafızayı gün yüzüne çıkarıp,bunu yazıları ile gün yüzüne çıkarıp sonra da üç kitapta toplayan,dünümüze ait yașanmıșlıkları,caddeyi sokağı,oyunları,cemiyet hayatını,esnaf,komșuluk, büyük- küçük ilișkilerini anlatan,günümüze kısmen tașınan konușma șeklimizi,araç -gereç isimlerine kadar saymakla bitmeyen onlarca konuyu duyduğum insan Atilla Kantarcı`nın yazılarını okumaya bașlayıncaya kadar.Bunda yaklașık 30 yıldır Almanya`da yașıyor olmamında katkısı çok büyük.

 

 Șahsen tanıdığım,yıllarca yönetici,sözcü kısacası hep Malatyaspor`un  içinde olan biriydi.Malatya Gençlik`te futbol oynamaya bașladıktan sonra,bizden büyük ağabeylerimizin gittiği Kantar Kıraathanesinde, genelde takım elbiseli güzel giyimiyle,yakıșıklı,kendini iyi yetiștirmiș,asil durușu olan biri olarak,kıraathanenin sağ tarafındaki Kantar Otel`in girișinde görürdüm.Kantarcı Kıraathanesinde ben oyun oynamıș biri hiç olmadım.Bunun sebebi bizden büyük futbolcu ağabeylerimizin gittiği bir kahvehane de bizim ya da benim oyun oyna șansım olamazdı.Biz böyle öğrenmiștik.Atilla Ağabey arada bir futbolcuların oyun oynadığı,sohbet ettikleri masaya  kısa süreliğine oturur,muhtemelen otelde olan bir iși için tekrar giderdi.

 

 Yıllar geçip,içimde edebiyata olan arzu,beni zorlamaya bașlayıp,yazma isteği hasıl olunca,yerele ait kitap,dergi,yazılı matbuat ne varsa taramaya bașladığımda,Atilla Ağabey`in yazılarını hem kendime cok yakın hissettim,hem de anılarımı canlandırdığı içinde yüzümde bitmeyen tebessümler olușturdu. Ona ait videoları,tv programlarını tarayarak,aklımın bir köșesinde tozlanmıș bilgilerin,duyumlarımın, yeniden canlanmasına neden oldu.Yerel lehçede kullanılan,iki sessiz harfin,hatta Türkçe ses uyumuna muhalefet eden nice günlük konușmanın tekrar seslendiriliși,ona olan saygımı arttırdı.Hatta kendime hayıflandım.Neden o kahveye gittiğim dönemlerde yakınlık kurmadığıma,sonra 1990 ocak-1994 arasında 44 Fm de „Azı Diși“ adlı,hergün bir konunun ișlendiği,arabesk müziğin asla çalınmadığı programımda,onun bilgi ve fikirlerine neden bașvurmadığıma șastım.Belki de o dönemlerde yașadığım yere ait aidat duygularım yeterince oturmamıștı.Kim bilir belki de,hep genç kalacağımıza olan olgunlașamamıș hislerimizdi. 

 

 Atilla Ağabey șimdi memleketinden uzak,Malatya`da sürgün.6 șubat depremi șehrin hem yapılarını, hem hatıralarını un ufak ederken,böyle değerlerinin de șehirden uzak kalmasına neden oldu.Ona ait arșivin kendisinden duyduğuma göre tamamına yakınının kaybolduğu,kaldırılan enkazla gittiğini üzülerek öğrendim.Șimdi sesli çığlığı,bu șehir yeniden kurulurken,hatıralarını yașatacak,“șehrin hafızasının“ korunmasını,kentin meydanlarının nasıl olması ile ilgili halkın,kanaat önderlerinin,bilim insanlarının fikrine bașvurmalarını ısrarla istiyor.Depremden sonra kurulacak Malatya`nın mimarisi, meydanları,anıtları,eski yapıları,park ve bahçeleri,sokakları,kat sayıları vs.vs.Kaç kiși duyuyor? Bilmiyorum.Bildiğim bir șey var Atilla Kantarcı 31 mart yerel yönetimler seçiminden hemen sonra, hangi partinin adayı seçilirse seçilsin mutlaka kentin kültürüyle alakalı bir bölümünde görevlendirilmeli.Ona bu görev verilmeli.Düșünce ve teklifleri dikkate alınmalıdır.Yoksa Celal yalvaç gibi bu dünyadan gittikten sonra“ ne iyi adamdı „ demenin bir anlamı olmayacak.O nasıl özlemiștir kim bilir adına kitaplar yazıp tv programları sunduğu șehri.Tüm anılarını biriktirdiğı șehirden kilometrelerce uzakta.Uzakta olmasına rağmen seslice düșünüyor.Lütfen Atilla Kantarcı ve benzeri değerlerimizin çığlıklarını duyun,onların sesine ses olun sonra pișman olacaksınız.Nasıl ben 90/94 arasındaki radyo dönemi için hayıflanıyor,kendime kızıyor isem,inanın bu șehirde böyle değerlerine sahip çıkmadığı sürece hayıflanmaya devam edecek.

 Șayet bu șehirde hala gerçek anlamda Malatyalı kaldıysa……

                

  19 Mart 2024 Moers Almanya


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —