Savaş; ülkeler, hükûmetler, bloklar ya da bir ülke içerisindeki toplumlar, isyancılar veya milisler gibi büyük gruplar arasında gerçekleşen silahlı çatışmaya denir.
Savaşlar genellikle dini, millî, siyasi ve ekonomik amaçlara ulaşmak için gerçekleştirilir.
Kullanılan silahlara, amaçlara, taraflara ve gerçekleştiği yerlere göre farklı şekillerde adlandırılır: Nükleer savaş, Soğuk savaş, İç savaş, Dini savaş, Dünya savaşı, Gerilla savaşı ve biyolojik savaş gibi.
Temel amacı ülke ve zümre menfaatleri olan bu savaşlarda belli kuralları olmasına rağmen kural tanımaz bir hal almış durumda.
Ve coğrafyamızda gün geçmiyor ki savaş olmasın. Çünkü içinden geçtiğimiz kirli zaman ele verdiklerinden fazlasını gelecek zamana saklarken, biliyoruz ki bu sistemde asalet ve adalet yok hükmündedir.
Toplumun şekil alması için yoğrulan çamurların, toplumların özellikle çocukların hamuruna neler karıştırdığını ve yüreklerde nasıl yaralar açtığını düşünen de yoktur.
O yüzden "hastalıklı insanların çekim alanına giren toplumlar" çocuklarını kurban vermeye mahkumdur.
Örneğin süper güç Amerika’ya göre İsrail’e dokunmak tehlikeli ve yasaktır.
Neden mi ?
Çünkü onların Ortadoğu’daki Jandarmasıdır. Onlar da kendi bataklığındaki timsahlarıyla gurur duysun. Geleni gideni yutuyorlar.
Her şeyi onlara göre dizayn edende kendisidir. Her türlü savunma hakkı onlara sunulur. Mazlumların buna hakkı yoktur. Çünkü sistemi yaratan onlar. Ve bu sistemde en çok nemalanması gerekende onlar.
Kısacası soysuzluk yapacak ortamı kolayca bulabiliyor ama geride bıraktıkları isimler ve resimler de onların peşini bırakmayacaktır.
Sonuç olarak savaşların sona ermesi. Her ülkenin kendi sınırları içinde rahat ve huzurlu yaşaması için insanlığın tekrar kendini güncellenmesi gerekir.
Unutmayalım ki en kötü barış bile savaştan iyidir.