Hani derler ya gönlümün yorulup yıprandığı yerlerden usulca çekilip uzaklaştığım yaşlardayım. Yere göğe sığamıyorum. Ben mi çok yoruldum yoksa sabrımın son basamağında mıyım bilemedim… Oysaki ben babamın dik başlı asi ipe sapa gelmeyen kızıydım. Her zorluğa göğüs gererek bende burdayım derdim.Hatta tıpkı senin yaptığın gibi üzüldüğüm zaman tenhaya çekilir, gözlerim dolunca başımı yukarıya kaldırırdım ki ağladığımı kimseler görmesin.Meğer ne zormuş göğsunde yanan ateşi kimseler bilmeden söndürmek. Ben senden öğrendim. Sabrı, vefayı, sevgiyi, umudu,aile olmayı koca yürekli adam...
Ah babam...
Keşke hiç büyümeseydim de hep senin küçük kızın olarak kalsaydım. Sabah senin kokunla sesinle gözlerimi açsaydım. Hatta öp kokla diye uyuma numarası yapsaydım açmasaydım gözlerimi. Ya da yolda yürürken yorulduğumu farkedip tek hamleyle beni omuzlarına alsaydın eskisi gibi. Ve ben tahtta kralıyla halkını selamlayan prenses oyunumu oynarken etrafı selamlasaydım yine.
Bak ne aklıma geldi. Hani annem saçlarımı tararken ağlayıp “baba annem çok canımı acıtıyor” deyip tarağı sana uzatsaydım. Otursaydım yine dizlerinin dibine. Tahta tarağı önce su dolu olan tasa bandırıp sonra saçlarımı tarasaydın. Her tarağı saçıma değdirdiğinde sevseydin eskisi gibi. Koklayıp öpseydin saçlarımı. Meğer bir kız çocuğunun her şeyiymiş babalar. Nefesiymiş, gökyüzüymüş, yurduymuş.
Özlediğim ne çok şey var bir bilsen babam. “ben küçükken “ ile başlayan ama konusu hep sen olan. Aklıma her geldiğinde burnumun direğini sızlatan ne çok şey. Kıtkanaat arttırdıklarınla aldığın ponponlu çoraplarım, pembe naylon ayakkabılarımdan tutta havludan yaptığın bebeklerim, bulaşık singerinden yaptığın kedilerim. Ne güzellerdi çok kıymetlilerdi çok. Onları dünyalara değişmezdim. Ben senden ne çok miras aldım bir bilsen.Asaletli olmayı aldım, evlatlarımın boğazından helal lokma geçirmenin mutluluğunu aldım ,gururla dimdik ayakta durmayı aldım.
Peki BABA nedir?
Bir baba kızının kahramanıdır.Sırtını dayadığı koca dağıdır. Teliyle duvağıyla gelin olup gitsede hep sığınağıdır dert ortağıdır.
Şimdi sorsalar bana huzuru bulduğun yer neresidir diye. Hiç düşünmeden kollarına koşarım. Meğer senin olmadığın yerde ben yurtsuzmuşum babam...