Konuk Yazar


Söylediğini Yaptı Bir Akșamüstü Gitti

Son zamanların dillere pelesenk bir cümlesi var “ adam gibi adam, ya da adamın dibi“


Son zamanların dillere pelesenk bir cümlesi var “ adam gibi adam, ya da adamın dibi“ șu ana kadar bilerek ve isteyerek kullanmadığım, ama her yerde özellikle de sosyal medya da beğenilen, övülmek istenen insanlar için çok sık kullanılır olan bir cümleyi, ilk defa hak eden, adı gibi edepli biri için kullanacağım. 

 

Güle güle Edip Ağabeyim. Direnerek yașadın. Gülerek yașadın. Eğilmedin, yalakalık gibi ülkemde adına „sanatçı“ denen birçok kișinin yapmakta bir beis görmediği durușsuzluğa sen tenezzül etmedin. Bunun için bunların yanında sana „sanatçı“ dersem ayıp ederim. Ne 12 Eylül Fașist Darbesinde, ne hakkın, adaletin gasp edildiği son 22 yılda, seni, eğilirken, bükülürken, el, etek öperken görmedim. Fetö`nün onursal bașkanı olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı`nın 25. Sanat Yılını tamamlamıș sanatçılara verdiğı „Onur Ödülünü“ reddeden 11 onurlu sanatçıdan biriydin. Çünkü senin ruhun Cumhuriyet ile mayalanmıștı. Sen çok iyi bir devrimciydin. 

Türk Müziğinin usta yorumcusu gibi klasik, bence basit sözler ile seni yazamam. 1979 yılında İstanbul Küçükköy`de Vefa Poyraz Lisesi Orta kısmındayım. Okulun öğrencilerinin çoğunluğu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu`dan gelmiș, Gazi Mahallesin`in de yakın olușu sebebiyle, bu mahallede yașayan birçok öğrencinin bu okulda okuduğu yıllar. Okulun öğrencilerinin % 90 nın sol görüșlü olduğunu söylediği bir okul. İçlerinde șimdinin MHP milletvekili olan, eski Yugoslavya göçmenlerinden Saffet Sancaklı gibi azınlıkta olanlarda var. Ama onlar sessiz, sinsi ve korkak. Okulda yașımızın çok ilerisinde siyasi bilgiler ediniyoruz. Marșlar öğreniyor, sol görüșlü dediğimiz șarkıcı türkücülerin eserlerini boș derslerde söylüyoruz. Okula sık giren gazetelerden biri de Cumhuriyet. İlk defa Edip Akbayram ile alakalı bir haberi ve onun resmini görüyorum. Saçları benimki gibi kıvırcık. Buna mutlu oluyorum. 

 

Ünlü bir sanatçının saçları kıvırcıktı. Ama resimdeki adam saçlarını ortadan ayırmıștı. O günden sonra, annemin uyarılarına, arada „o ne öyle kızlar gibi saçını ortadan ayırıyorsun“ demesine rağmen, uzun süre saçlarımı ortadan ayırıp briyantini sürüyor ve sonrada pazarda babama yardıma gidiyordum. İște o zaman yüreğime girmiști Edip ağabey. Ve dilimden „Aldırma Gönül“ düșmüyordu. Bu babamın dinlediği Așık Mahsuni`ye benzemiyordu. Edip Ağabey`in Türkülerinde daha çok batı müziği aletleri kullanılıyordu. Bu da gençliğimin ilk yıllarında çok hoșuma gidiyordu. Sonra Marașlı sınıf arkadașım Abidin`den „Eșkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz“ ı dinliyor ve ezberliyordum. Elimde Fakir Baykurt`un Kara Ahmet Destanı, dilimde Edip Ağabey`in Türküleri. Kronos:Antik Yunan Mitolojisinde Zamanın ve Kaderin Korkutucu Tanrısı Kendi geleceğinden, hükümdarlığının sonlanacağı korkusu, kaderinden kaçmak için kendi çocuklarını yedi. 

 

Ülkemizde de, Yurtsever, Demokrat, Devrimci, Cağdaș çocuklarını, ya astı, ya cezaevlerinde unuttu, ya da yasakladı. Edip Akbayram`da ülkesini çok seven, bu toprakların mayasına, yaptığı sanat ile katkıda bulunan biriydi. Adı gibiydi, edepli, namuslu, cesur, eğilmeyen, terbiyeli ve adı gibi güzel söz söyleyen, güzel Türkü söyleyen biriydi. Ülke dalgalarla sürekli oradan oraya savrulan eski bir gemi gibiydi. Kimi zaman su alıyor, bazen, yalnıș limanlara uğruyor, ya da karaya oturuyor, kumlara gömülüyordu. Bir yașına kadar kalabalık bir ailede normal bir çocukluk geçiren Edip Akbayram,1 yașında yurtta çok çocuğun hayatını etkileyen bir hastalık olan Çocuk Felci ile yürüme engelli bir ömre merhaba diyecekti. 

Çocuk olmayı yașayamayacak, çocukluğa uzaktan bakacaktı. Ama o yılmayacaktı. Devrimci yılar mıydı? Çünkü devrimci olmak için iki bacağa gerek yoktu. Kocaman bir yüreğinin olması yetiyordu. Ve bu büyük yürekte onda vardı. Müzik ile tutundu hayata. Müziği ile haykırdı. Kitlelerin sloganı haline gelecek türküleri, davet edildiği öğrenci gecelerinde, sendika dayanıșma gecelerinde hep o olacaktı. Liseyi bitirdikten sonra bir gazetenin açtığı yarıșma için Antep`ten bindiği trenden, Haydarpașa Garı`n da sekerek bir genç iniyordu. “Kükredi Çimenler“ adlı Așık Veysel`in sözleriyle birinci oluyordu. Artık ülkede Türküler bir bașka söyleniyordu. Ülkenin sokaklarında, kin, intikam ve cinnet zamanları yașanıyordu. 

 

Meydanlarda, sendika toplantılarında, öğrenci etkinliklerinde Anadolu Ozanlarının, Nazım`ın șiirlerinden șarkılar söyleyen Edip Akbayram 1976 yılında Samsun Fuarında sahneden inmiș, kalacağı otele giderken karanlıkta beliren 4 kiși ölesiye vurmaya bașlayacaktı. Kendini savunamamıș ve bayılmıștı. Dövenler kim miydi? POL-BİR e üye olan polislerdi. “Vurun solcuya“ diyerek acımasızca dövmüșlerdi. Ama Edip Akbayram susmuș, sinmiș miydi? Elbette hayır. O özgürlük ve devrim türküleri söylemeye devam edecekti. 12 Eylül Fașist Askeri Darbesinden en fazla etkilenen sanatçılardan biriydi. 

 

Darbenin yarattığı otoriter ortamın hedeflerinden biri haline gelmiști. “Devletin güvenliğini tehlikeye atmak“ ve „Yıkıcı ideolojileri yaymak“ gibi anlamsız gerekçelerle „Tehlikeliler“ listesindeydi. Ve Sağmacılar Cezaevinde 5 ay kadar tutuklu kaldı. Müzikten uzak kalsa da sanatçı kișiliği daha olgunlașıyordu. Eserlerinde daha çok adalet, özgürlük ve direniș daha belirgin hale gelmiști. 

TRT yıllarca sansür uyguladı. Bu ve benzeri cezalandırmalar halk tarafından ters tepiyordu. Kasetleri milyonlar satıyordu. Bazı illerde konser veremiyordu. Fașit Cunta Rejimi gitmiș olsa da, artıkları iktidardaydı. 1985 yılında doğan kızı Türkü`ye süt alamayacak kadar zorluklar yașıyordu. Ama eğilmiyordu. Solcuydu tek suçu. Gazinolar iș vermez, kasetleri basılmaz, eșinin bileziklerini, alyansını satacak kadar zor günler yașar. “Arabesk müzik yap, kasetlerini basalım, Tv kanallarına çıkaralım“ derler. Ama o, asla değiștirmez onurlu durușunu. Ve șöyle der: “Hayatlarımızın kötü bir ressamın beceriksiz fırça darbelerine teslim edildiği gündür 12 Eylül“ Gelișimini hala tamamlayamamıș demokrasimizde kara bir lekedir 12 Eylül! Ama dönüp bir bakalım; kaç darbecinin, kaç MGK üyesinin ismi hatırımızda? Ama Edip Ağabey gibi bir „Gür Sesin“ Onurlu durușu yüreğimizde, șarkıları ise dilimizdedir. O ezilenlerin melodik sesi, direnen, gülen, adı gibi edepli yașayıp, söylediği gibi „Bir akșam üstü ölürüm“ diyerek ölen biri…. Hatırası önünde saygıyla eğiliyorum.

 Mehmet YILDIZ 05.Mart 2025 Moers yazar_birbey 

 

 

Uyuşturucu Sağlama Suçundan 10 Yıl Cezası Bulunan Şahıs Yakalandı

Mersin Şehir Hastanesi’nden 4 Doktor Sağlık Bakanlığı’na Atandı

Şırnak’ta günlük 15 bin varil petrol çıkacak yeni kuyu

Merkez Bankası faizi değiştirmedi, yüzde 8,5 düzeyinde sabit tuttu

Çorum’da kuvvetli sağanak hayatı felç etti

Dev kruvaziyerler Galataport'a demirledi

Ege Denizi'nde 5.1 Büyüklüğünde Deprem Meydana Geldi.

İkinci Turda 50 Bin Yeni Seçmen Oy Kullanacak

Şırnak'ta 3 Teröristin Etkisiz Hale Getirildiği Operasyonda 3 Asker Şehit Oldu

Türkiye'deki Seçim Dünya Basınında

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 27 22 0 5 41 71
2.Fenerbahçe 26 19 2 5 40 62
3.Samsunspor 27 15 6 6 14 51
4.Beşiktaş 26 12 6 8 13 44
5.Eyüpspor 27 12 7 8 11 44
6.Gazişehir Gaziantep 26 11 10 5 1 38
7.Göztepe 26 10 9 7 10 37
8.İstanbul Başakşehir 26 10 10 6 4 36
9.Trabzonspor 26 9 9 8 12 35
10.Kasımpaşa 27 8 8 11 -5 35
11.Rizespor 27 10 14 3 -12 33
12.Antalyaspor 27 9 12 6 -21 33
13.Konyaspor 27 8 12 7 -7 31
14.Alanyaspor 27 8 12 7 -9 31
15.Bodrum FK 27 8 13 6 -9 30
16.Sivasspor 27 7 14 6 -12 27
17.Kayserispor 26 6 11 9 -19 27
18.Hatayspor 26 4 15 7 -17 19
19.Adana Demirspor 26 2 20 4 -35