Hiçbir makam, hiçbir koltuk kalıcı olmadığı gibi; hiç kimse de vazgeçilmez değildir.
Evet yine başladık kuru kalabalıklar içinde siyasetçi vaadleri dinlemeye!.. Milletvekili seçimleri öncesi köyümüze bir milletvekili adayı gelmiş, köyün kahvehanesinde köylülere yapacaklarını anlatıyordu.
Yemin ederim ki hiç bir cümlesine ekleme yapmadan sizlere yazıyorum. 1300. Hanesi olan bir köye milletvekili adayının sunacağı hizmetler şunlarmış.
1_ köyü büyükşehir yapacağım.
2_ köyünüze üniversitesite yapacağım.
3_ köyünüze fabrika kuracağım.
Bir iki üç dört beş sıraladı, olmayacak şeyleri bir çırpıda olacakmış gibi, daha doğrusu lay_lay_lom.. Her seçim döneminde karşılaştığımız manzaralar!..
Peki daha sonra bu vekilleri, Belediye başkanlarını, Hatta onlarla birlikte gezen kalabalıkları bir daha gören varmı?
Şehrin sorunlarını bilen var mı?
Geçici koltukların verdiği makamlara seçmenin sayesinde gelenler, daha sonra o seçmenin derdini dinleyen varmı?
Canı sıkılan kendisine bir parti kurmuş valla.
Türkiye'de kaç tane parti var bilen varmı?
Ocak 2024 itibariyle Türkiye'de 136 parti etkin Bulunuyor sayın seçmen haberiniz varmı?
Gel gelelim gündem yine siyaset. Seçimler öncesi değişmeyen şovları yapanlar, Milletin canı burnunda, bir ekmek kaç lira haberiniz varmı?
İnsanların yaşadığı ekonomik sıkıntılar yeterince piskolojisini bozmuş durumda, Kusura bakmayın artık köyümün büyükşehir olmasını ben istemiyorum.
Köyümde üniversite de istemiyorum. O muhteşem Aklınızla bir avuç insanı artık kandıramazsınız... Ben bir seçmen olarak, sorunumu, sıkıntımı bir belediye başkanı ile görüşmek için 100. Yıl beklemek zorunda değilim.
Hak ettiğim halde hakkımı Ankara'da dayım yoksa başkasına verenleri o koltukta görmek zorunda değilim..
Son olarak siyaset her zaman bir süreçtir bu süreçte Allah yar ve yardımcımız olsun.
Bir kaşık efkârda boğulur olduk boş beleş kalabalıkların can sıkıcı sözlerinde…