Hayatta kalmayı başarmak için fiziksel ve zekamızla sınırlı değildir ve en güçlü bağlarımızla yanımızdakilerle paylaştığımız bağlardır.
Toplum içindeki bağlarımız bizlerin yaşamına anlam kazandırır ve ayakta kalmamızı sağlar.Fizyolojik, sosyalojik ve psikolojik olarak irdelersek.Ailemizle kurduğumuz bağ insanı güvende hissettirir, gelişmesini sağlar ve hayatta kalma şansını artırır.
Sosyal bağlar bizi mutlu etmek için yeterli değildir olduğumuzu anlamamızı sağlar.Yalnızlık insan üzerindeki etkileri psikolojik ve fizyolojik rahatsızlıklara sebep olur.Bunun sonuncunda bir çok hastalıklara sebep olur.
İnsan beyni bir başkaları ile bağ kurduğumuzda mutlu olduğumuz devreye girer sanki ödül almışız gibi hissederiz.Bu sistem ile stresi daha kolay atlatırız.Sosyal destek zorluklar daha kolay atlatmamızı sağlar.O halde sosyal destek bize kalkan görevi üstlenir.
Arkadaş ortamında , aile ortamında kurulan samimi ortamda iyi ilişkiler kurulduğunda sadece anlık değil, bulunduğumuz ortamda ruh sağlığımıza da olumlu yönde etkileri vardır.Bu tür bağlar insanda güven hissi güçlenir ve toplumun bir parçası olarak kabul olmuş olur.
Biz insanların en temel ihtiyacını oluşturmaktadır.Günümüzde teknolojinin gelişmesi ile birlikte öyle baskın çağda yaşıyoruz ki gerçek anlamda bağ kurulamıyor.Sosyal medya ile yüz yüze görüşmenin yerini asla alamaz.
Bu samimi ortam olmadığı gibi sadece destekleyici araç vazifesi görmekten ibarettir.
Bu nedenle gerçek anlamda ilişkiler her zaman yüz yüze olan iyidir ve samimidir.Kurduğumuz bağlar sadece psikolojik olarak değil fiziksel sağlığımız içinde önem taşımaktadır.Bir arkadaşımızla, ailemizle dertleştiğimizde kendimizi rahatlamış hissederiz.Aynı zamanda stresimizde azalır kendimizi daha güçlü hissederiz.
İlişkilerimizi sağlam temeller üzerine kurmalıyız.Aile ve arkadaşlık bağlarımız güçlü olmalıdır.Yaşamımızın zorluklarına karşı bizleri ayakta tutan güçlü bağlarımızdır Bu bağlarımızı her zaman geliştirmeli ve kollamalıyız.